Tag Archives: deniz

o eski hücre | şiirli hikayat

Standard

IMG_6149

ikimiz birden sevinebiliriz, göğe bakalım

IMG_6150
Senin bu ellerinde ne var bilmiyorum, tuttukça güçleniyorum, kalabalık oluyorum

IMG_6152


Bu senin eski zaman gözlerin yalnız gibi ağaçlar gibi
Sularım ısınsın diye bakıyorum ısınıyor

IMG_6151

Seni aldım bu sunturlu yere getirdim
Sayısız penceren vardı bir bir kapattım
Bana dönesin diye bir bir kapattım

IMG_6153

Dönmiyeceğimiz bir yer beğen başka türlüsü güç
Bir ellerin bir ellerim yeter belliyelim yetsin
Seni aldım bana ayırdım durma kendini hatırlat

 

fotoğraflar: 23 muharrem 1439 mersin sahili

o eski hücre | akdeniz’in ufka doğru

Standard

merhaba. size biraz, mersin’den alanya’ya diye yola çıkıp anamur’a bile varamama vizyonsuzluğumdan bahsetmek isterim. esasen vizyon konusunda sıkıntı yok, problem aksiyon kısmında.

ani bir kararla iki gün için alanya’ya doğru yola çıktık. yol uzun ve sıkıcı olunca silifke’de mola verdik. mola vermişken neden burada bir otele yerleşmiyoruz ki, deyip yükümüzü çözdük. biraz silifke’yi dolaşalım derken, ikindi vakti için bir camiye girdik.

IMG_3431.JPG

ikindi vakti caminin penceresinden süzülen ışıklar kalp ben…

IMG_3433.JPG

caminin adı, yeni cami (errör?#*) reşadiye camisi de deniliyormuş, antik sütunlar üzerinde bir sundurması var, 2008 yılında vakıflar genel müdürlüğünce onarımı planlanmış ama maalesef bu zamana kadar restore edilmemiş, bakımsızlıktan perişan halde bir camiydi. eski camileri keşfetmeyi çok seviyorum. daha modern camileri de keşfetmeyi seviyorum. kısaca camileri seviyorum. ağlamak için, ders çalışmak için, iç dökmek için, sevinmek için, arkadaşlarla buluşmak için, maceranın kalanını arz etmek için… iyi ki mescitler var.

Processed with VSCO with g3 preset

“ebrûları mihrab olacak hayli sanem varken camiden şaşmamak” adlı fotoğraf. instagörllük ritüelleri no: 43.

Processed with VSCO with g3 preset

biraz gezinip yemek yedikten sonra apartımsı bir otele yerleşiyoruz. mersin’de berrak bir deniz bulabilmek için kayalıkların olduğu yerlerde yüzmeyi göze almanız gerekiyor. çünkü deniz gerçekten pis. biz de odadan görünen şu karşıki kayalıkları gözümüze kestiriyoruz.

Processed with VSCO with f2 preset

burası mersin’in narlıkuyu denilen mevkisi. bakınız mevkii demedim, twitterde betül eyövge’yi -tdk uzmanı oluyor kendisi- aşırı takip etmenin sonuçları hep bunlar. narlıkuyu’da deniz berrak ama eğer bir deniz kızı değilseniz kayalıkların arasından denize girmek cesaret gerektiriyor.

img_3496.jpg

bu da kıyıya vurmuşluğum… tabii ki narlıkuyu’da kumsal da var; ama kalabalık ve mahremiyete dikkat edenler için yüzmeye çok da elverişli değil.

Processed with VSCO with f2 preset

oteldeki kahvaltıyı kaçırıp, yörüklerin kafelerinden birine gidiyoruz. iyi ki kötü otelin kötü kahvaltısını kaçırmışız. çünkü yörük kahvaltısının lezzeti hiçbir yerde bulunmuyor. akdeniz’e ve mersin’e özgü bir yiyecek bu, adı sıkma. yuvarlak açılıp sacda pişirilen hamurun içine çökelek ilave ediliyor sonra sıkıca sarılıyor, adı bu yüzden sıkma. yörükler kaşar peynirlisini, patateslisini falan da yapıyormuş turistler için. normal kahvaltıyı bilmem ama yörük kahvaltısının mutlulukla bir ilgisi olmalı…

bundan sonra daha güzel günler görmek ve daha güzel yerler gezmek duasıya, küfür ve dalalet dışındaki tüm hallere hamd edip tatili sona erdiriyoruz.

gezdiğim yerleri yazma işini pek sevdim, yıllardır karton bardak cumhuriyetinde her gün, hiçbir özelliği olmayan şu bloga, yeni yazı var mı, diye bakan divancı dostum hâtırına yazılan işbu yazıların devamı belki gelir.

şey demişti şair; “belki gelmem, gelemem beş dakika bekle git”